Boşanma davalarında çocuğun velayeti kendisine verilmeyen taraf, çocukla görüşmek için kişisel ilişki talebinde bulunabilecektir. Bu da boşanma davası ile birlikte talep edilebileceği gibi ayrı bir dava açılarak da talep edilebilir.

Boşanma davalarında en büyük sorun müşterek çocukların velayeti konusunda çıkmaktadır. Anne ve babalar çocuklarının yanında olmalarını istemektedirler. Ancak boşanma durumunda velayet yalnızca bir tarafa verilmektedir. Bu durumda da eşler çocuklarının kiminle kalacağı ve çocuklarının velayeti karşı tarafa verildiğinde çocuklarını görüp göremeyecekleri konusunda tedirgin olmaktadırlar.


Çocuğun velayeti kendisine verilmeyen ebeveyn çocuk ile kişisel ilişki kurulmasını talep edebilecektir. Bu durumda da aşağıda detaylandıracağımız üzere çocuğun üstün yararına bakılacaktır.


Velayet hakkı kendisinde olmayan taraf çocukla görüşebilmek için (kişisel ilişki kurulması için) boşanma davasında talepte bulunabileceği gibi ayrı bir dava açarak da çocukla kişisel ilişki kurulmasını talep edebilir. Bu konuda Eskişehir boşanma avukatı, velayet avukatından yardım alabilirsiniz.


Çocukla kişisel ilişki kurulmasına ilişkin davalarsa ya da boşanma davalarındaki taleplerde bakılacak en önemli husus “ÇOCUĞUN ÜSTÜN YARARIDIR.” Bunun sebebi ise kişisel ilişki kurma hakkının uluslararası sözleşmelerde karşılıklı bir hak olarak düzenlenmesidir. Yani bu hak yalnızca anne ve babaya tanınmamıştır. Çocuk açısından da bir hak olarak düzenlenmiştir.


Çocukla kişisel ilişki kurulmasına ilişkin haktan feragat edilmesi mümkün değildir. Buna ilişkin yapılan sözleşmeler de geçerli değildir. Yargıtay kararlarında da beyan edildiği üzere buna ilişkin düzenlenen protokoller çocukların üstün yararına açıkça aykırı olup hükümsüzdür.


Türk Medeni Kanunu madde 182'de bu konuda düzenleme yapılmıştır. Maddeye göre;

"Mahkeme boşanma veya ayrılığa karar verirken, olanak bulundukça ana ve babayı dinledikten ve çocuk vesayet altında ise vasinin ve vesayet makamının düşüncesini aldıktan sonra, ana ve babanın haklarını ve çocuk ile olan kişisel ilişkilerini düzenler.

Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır." denilmektedir.


Kişisel ilişki kurulurken yalnızca çocuğun üstün yararına bakılması da her zaman doğru olmayacaktır. Kişisel ilişki hakkı tanınan anne ya da babanın koşulları, yaşadığı ülke ya da şehir, tatil günleri gibi hususlara da dikkat edilecektir. Yargıtay kararlarında da düzenlendiği üzere kişisel ilişki kararı verilirken çocuğun anne ya da babanın yanında yatılı olarak kalması esastır. Ancak özellikle küçük yaştaki çocuklar için hükmedilecek olan kişisel ilişki tesislerinde bu kural esnetilebilmektedir.


Kişisel ilişkiye ilişkin kararların süresinin belirlenmesine, müşterek çocuğun yaşı, çocuğun zaman algısı, kişisel ilişkinin gerçekleşeceği yer ve kişisel ilişki süresi, örneğin çocuğun yatılı kalı kalmayacağının belirlenmesi, ayrı bir öneme sahiptir. Bu nedenle kişisel ilişki hakkının çocuğun yararına olup olmadığını tespit edecek olan hakimin çocuğun yaşını her somut olayda ayrıca dikkate alması gerekmektedir. Çok küçük yaştaki bir çocuğun, velayetin kendisine bırakıldığı annesinden ya da babasından uzunca bir süre ayrı kalması yerinde olmayacağı gibi, büyük olsa bile okul yaşında olan çocuklar yönünden de kişisel ilişkinin eğitimlerini aksatacak şekilde düzenlenmesi uygun olmayacaktır.


KİŞİSEL İLİŞKİ ÜÇÜNCÜ BİR KİŞİNİN NEZARETİNDE KURULABİLİR Mİ?

Yargıtay yerleşik içtihatlarında da görüleceği üzere kişisel ilişki kararının bir kişinin nezaretinde gerçekleştirilmesi mümkün olmayacaktır.

YARGITAY 2.Hukuk Dairesi 2012/ 23856 E. 2013 / 16065 K. 10.06.2013 K. Tarihi

"Ana ve baba ile çocuklar arasında kişisel ilişki kurulurken çocuğun üstün yararı yanında ana babalık duygusunun tatmin edilmesine ve geliştirilmesine özen gösterilmesi gerekir. Velayeti babaya bırakılan 2003 doğumlu... ile anne arasında anne yanında yatılı kalacak şekilde uygun kişisel ilişki tesisi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. Öte yandan kişisel ilişkinin davacı baba nezaretinde kurulması da kişisel ilişkinin amacına aykırıdır."

Ancak "Çocuklarla Kişisel İlişki Kurulmasına Dair Avrupa Sözleşmesi" gereğince çocuğun, gözetim olmaksızın ana veya babasından birisiyle kişisel ilişkisinin sürdürülmesi, onun yüksek yararına değilse, ana veya babasıyla gözetim altında kişisel ilişki kurma imkanı ya da diğer şekillerde ilişki kurma imkanı da öngörülecektir.


KİŞİSEL İLİŞKİ KARARININ DEĞİŞTİRİLMESİ İÇİN DAVA AÇILABİLİR Mİ?

Kişisel ilişkiye ilişkin hükmedilen kararlara karşı her zaman dava açılabilecektir. Yani hem boşanma davası ile birlikte hükmedilen kişisel ilişki kararına karşı hem de ayrı bir dava ile talep edilen kişisel ilişki kararlarına karşı yeni bir dava açılabilecektir. Bu davada kişisel ilişkiye ilişkin kararın kaldırılması veya azaltılması istenebileceği gibi değiştirilerek artırılması da talep edilebilecektir.

Kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzuru tehlikeye girer veya ana ve baba bu haklarını Türk Medeni Kanununun 324. maddesinde gösterilen yükümlülüklerine aykırı olarak kullanırlar veya çocuk ile ciddi olarak ilgilenmezler ya da diğer önemli sebepler varsa, kişisel ilişki hakkı kendilerinden alınabilir.


Çocuk ile anne ve babası, düzenli kişisel ilişki elde etme ve bu ilişkiyi sürdürme hakkına sahiptirler. Anne ve babası ayrı olan çocuğun ebeveynleriyle düzenli kişisel ilişki kurması ve bu ilişkiyi sürdürmesi anne ve baba için bir hak olduğu gibi çocuk için de bir haktır. Bu tür kişisel ilişki sadece çocuğun yüksek yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir veya engel olunabilir.


ÇOCUĞUN KİŞİSEL İLİŞKİDE GÖRÜŞLERİNİ İFADE ETME HAKKI VAR MIDIR?

Velayet ve kişisel ilişki konularında yeterli ayırt etme ve idrak gücüne sahip olan çocukların kendi yüksek yararlarına açıkça aykırı olmadıkça görüşlerini ifade etme hakkı bulunmaktadır. İdrak çağındaki çocuğun görüşlerine, isteklerine ve duygularına gereken önem verilerek bir karar verilmesi gerekmektedir.

KİŞİSEL İLİŞKİYE İLİŞKİN DAVALARDA YETKİLİ VE GÖREVLİ MAHKEME NERESİDİR?

Çocukla kişisel ilişki kurulması, değiştirilmesi veya kaldırılmasına ilişkin davalarda görevli mahkeme Aile Mahkemeleridir. Aile Mahkemelerinin bulunmadığı küçük yerlerde Asliye Hukuk Mahkemeleri Aile Mahkemesi sıfatıyla görevli olacaktır.

Çocukla kişisel ilişki kurulması, değiştirilmesi veya kaldırılmasına ilişkin davalarda yetkili mahkeme çocuğun oturduğu yer mahkemesidir.


Kişisel ilişkiye ilişkin tüm soru ve davalarınızda Eskişehir Boşanma Avukatına danışabilirsiniz. İletişim bilgilerimiz için tıklayınız.

"Çocukla Kişisel İlişki Kurulması, Çocukla Kişisel İlişkinin Değiştirilmesi ve Kaldırılması" adlı makalenin tüm hakları yazarı Av. Eda Yıldırım İlhan'a aittir ve makale, yazarı tarafından (http://www.edayildirimilhan.av.tr) internet sitesinde yayınlanmıştır. Söz konusu bu makalenin bütünü yazarının izni olmaksızın çoğaltılamaz, Fikir ve Sanat Eserleri Kanununa uygun olarak makaleye atıf yapılmak suretiyle alıntı yapılabilir.

    Makalelere Göz Atın

Avukat Eda Yıldırım İlhan

Eskişehir'de ticaret, şirketler ve sözleşmeler hukuku, iş ve sosyal güvenlik hukuku, aile hukuku, miras hukuku, sigorta hukuku, gayrimenkul hukuku, icra ve iflas hukuku, idare ve vergi hukuku, tüketici hakları hukuku alanlarında şahıs ve şirketlere kurumsal olarak avukatlık ve danışmanlık hizmeti vermektedir.


Yayınlama